Haberler
Köşe Yazıları
Kaynaklar
Dağ Keçisi
Etkinlikler
Ziyaretçi Defteri
Bağlantılar
Samanlık
www.beyingocu.com

 Beyin Göçünden Ülkemize Nasıl Yarar Sağlanabilir?

Günay Tuzcu
Yazarın diğer yazıları
GİRİŞ:

Gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere bedelsiz bir servet transferi olarak görülebilen, daha açık bir ifadeyle gelişmiş ülkelere bir armağanı olan BEYİN GÖÇÜ, acaba göç veren ülkelere nasıl yarar sağlayabilir.?

Göç eden beyinlerimizin her geçen gün uluslararası düzeyde başarılar kazandığını öğreniyor ve bundan ulusca büyük mutluluk duyuyoruz. Belki de başarılarını duyamadığımız nice önemli başarılarda katkısı olan göç eden beyinlerimizin göç alan ülkelerdeki ekip çalışmaları içerisinde yer alması mümkündür. İletişimin çok geliştiği çağımızda dünyanın her tarafında başarılara imza atan göç eden değerlerimizin devletimizce ve de kamuoyumuzca yeterince bilinmemesi önemli bir eksiklikliğimizdir. Göç eden beyinlerimizin belki de ortaya çıkmamasında mutlaka kendilerince haklı olan çok önemli nedenleri olabileceği gibi, bizim medyamızın son zamanlarda tamamen magazin ağırlıklı işlev yapmasının da etkisi bulunmaktadır.

Beyin Göçü WEB sitesinin göç eden beyinlerimizin başarılarının sergilenmesinde ve oldukca fazla sayıda olduğuna inandığım göç eden beyin potansiyelimizin belirlenmesinde katkısı olacağına inanmaktayım. Türkiye'deki bilimsel-teknik çalışmalara verilen önemin azlığı ile, devlet ve özel sektörün ARGE çalışmalarına ayırdığı kaynakların dünyadaki devletlere nazaran çok küçük miktarlarda olması ister istemez araştırma-geliştirme üzerine çalışmalarda bulunmak isteyen beyinlerimizi göçe zorlamaktadır. Göç eden beyinlerimizin mevcut şartlar içinde ülkemize dönüşünü beklemek, beyinlerimizin göç etmesini önleyecek şartların ülkemizde sağlanacağını ummak bu günkü ekonomik koşullarda safdillik olacaktır.

Öyle ise göç eden beyinlerimizden, dışarıdaki bu değerlerimizin gücünden ülkemiz nasıl yararlanabilir ve beyin göçünü beyin gücümüze nasıl dönüştürebilir?

BEYİN GÖÇÜNDEN BEYİN GÜCÜ SAĞLANMASI

Beyin göçünden beyin gücü 2 farklı yoldan sağlanabilir

  1. Bilimsel-Teknik Çalışmalarla

  2. Uluslarası İlişkilerde Katkı Konularak

  1. Bilimsel-Teknik Çalışmalarla

Göç eden beyinlerimiz kendi çalışma alanlarında gerek yurtiçinde, gerekse yurtdışında bulunanlarla bugünkü teknolojik olanaklarla iletişim kurup bilgi ve deneyimlerini paylaşarak hem kendi güçlerini daha da büyütme olanağı elde edebilirler (paylaşıldıkça eksilmeyerek artabilen bilgidir) hem de ülkemizin gücünü artırmaya önemli bir katkıda bulunabilirler. Bu konuda en önemli olan konu beyinler arasındaki karşılıklı iyi niyet ve güvenirliliktir. Mutlaka göç eden beyinlerimizin bilgi ve deneyimlerini paylaştıkları yerli ve yabancı bilimsel ve güvenilirlik açısından işbirliğinde bulundukları kişiler vardır. Ancak göç eden beyinlerimizle ülkemizde birşeyle yapmaya çabalayan beyinlerimiz arasında olabilecek işbirliği ve bilgi alışverişi ülkemize çok büyük yararlar sağlayabilecektir. Bilgi paylaşımını daha geniş çapta sağlamak için mutlaka ciddi, güvenilir bir organizasyona gereksinim vardır. Maalesef böyle bir organizasyonun bugünkü koşullarda ne devlet sektörünce, ne de özel sektörce kısa zamanda oluşabilmesi oldukça zor görünmektedir.

Beyin Göçünden beyin göçünün oluşabileceğine en önce yürekten inanmak gerekmektedir. İşte buna inanan Fişek Vakfı ile Beyin Göçünden Beyin Gücü oluşabileceğine inanan bazı gönüllüler inanmış oldukları bu konuda BEYİN GÖÇÜ WEB sitesi vasıtasıyla destek vermeye çalışmaktadırlar. Tek beklenilen sonuç; bu gayretlerin ülkemizin Bilimsel-Teknik gücünün dünya ulusları içinde hakettiği bir yere gelmesi ve uluslararası alanda saygınlığının artırmasından dolayı duyulacak gurur ve hep birlikte paylaşılacak mutluluk olacaktır.

  1. Uluslarası İlişkilerde Katkı Konularak

Ülkemizin 21. Yüzyılda uluslararası alanda karşılaştığı sorunlar ve diger uluslarca ülkemize karşı takınılan tavırlar nedeniyle, dünyanın neresinde olursa olsun tüm yurttaşlarımızın bu durumlara son derece üzüldüğü bilinmektedir. Ancak bu üzüntüler sadece kendi aramızda sözle paylaşılarak giderilmeye çalışılmaktadır.

Göç eden beyinlerimizin sadece kendi uzmanlık konularında değil, bulundukları ülkelerde, ülkemizin çıkarları konusunda da haklılığımızı savunabilecek bir çaba içinde olmaları son derece önemli görülmektedir. Bugünkü iletişim olanakları içerisinde bunların yapılması geçmişe nazaran çok daha kolay olabilecektir. Ülkemizin onuruna karşı duyarlı olan ve dünya ulusları içinde hakettiği bir yerde bulunmasını arzulayan göç eden beyinlerle, ülkemizdeki bu konudaki çabalara katkıda bulunmayı isteyen, beyin göçünün ülkemiz için bir kayıp olmayıp bir güç olduğuna inanan beyinlerin ortak bir amaç uğrunda neler yapılabilirliği üzerinde karşılıklı görüş alış verişinde bulunması için beyin göçü WEB sitesinin uygun bir ortam sağlayacağına inanmaktayım. Ülkemizin haklılığının uluslararası düzeyde savunulabilmesi için önce her konuda yeterli bilgilere sahip olunması gerekmektedir. Daha sonra haklılığımızı savunmadaki temel stratejinin belirlenmesi başarılı olabilmenin vazgeçilmez bir unsurudur. Her şeyi devletten ve diplomatlardan beklemeksizin, devlet ve diplomatlarımızın çabalarına zarar vermeyecek şekilde haklılığımız için sivil toplum etkinlikleri çerçevesinde katkıda bulunulduğu takdirde zamanla ülkemizin dünyada hakettiği onurlu ve önemli yerini alacağına yürekten inanıyorum. Ülkemizin onuruna ve çıkarlarına duyarlı olan tüm düşünen beyinlerin , ülkemize küresel ölçekte yönelen her türlü saldırılara karşı sahip oldukları ideolojik, politik v.b. görüş ayrılıklarını bir yana bırakarak. aynı safta yer almalarının ülkemize karşı bir sorumluluğu olduğunu düşünmekteyim..
Uluslarası ilişkilerdeki haklılığımızı savunamayışımızın nedenleri arasında, karşı tarafın haksız, çifte standartlı, art niyetli, hatta bazen düşmanca tutumları yanısıra, kendi eksikliklerimizin ve kusurlarımızın bulunduğu da gözardı edilmemelidir. Uluslarası ilişkilerde başarı gösteren ülkelerin bu başarısında sadece o ülkelerin devlet yönetimleri ile diplomatlarının değil, her alandaki sivil toplum örgütlerinin de büyük çabalarının olduğu görülmektedir. Artık 21. yüzyılda ülkelerin uluslararası ilişkilerinde tüm bireylerinin sorumluluğu ve ülkelerin başarısında da oldukça önemli katkıları bulunduğu örnekleriyle görülmektedir.

Ülkemizin küresel ölçekte çok önemli bir potansiyeli bulunmaktadır. Ancak son zamanlarda görüldüğü gibi bu potansiyelimizden başta AB olmak üzere birçok dış güçler, tıpkı beyin göçünde olduğu gibi hiçbir bedel ödemeden yararlanmak istemektedirler.

17-ARALIK-2004 TARİHLİ AB ZİRVESİ İLE İLGİLİ GÖRÜŞLER

Göç eden Beyinlerimizle, Beyin Göçünün ülkemiz için bir kayıp olmayıp, bir güç olduğuna inananlara, ülkemizin son 17-ARALIK-2004 tarihindeki AB Zirvesi'nin öncesi ve AB zirvesi sırasında yaşanılan olaylarla ilgili olarak çok önemli görevler düşmektedir.
AB ülkelerinin son zamanda gösterdikleri tavır ile onların hiçbir ortak üye için istemedikleri halde bizden istedikleri şartlar, onların AB içerisinde ülkemizin eşit ve onurlu bir ortaklığımızı istemediklerini göstermektedir. Dolaylı yollardan kendi çıkarları için kullanılacak şekilde 2.sınıf bir ülke görevini kabul etmemiz istenmektedir. Bugüne kadar görülen örnekler ve davranışlar iyi analiz edildiğinde ve bu gerçekler iyi okunup değerlendirilebildiğinde dış güçlerin gerçek niyetlerinin ülkemize karşı maalesef pek iyi niyetli olmadığı görülecektir.
Şüphesiz, dış güçlerin bu arzularına vizyonu olmayan, strateji ve taktik yeteneği bulunmayan aydın ve bazı yöneticilerimiz de katkıda bulunmaktadırlar. Bir satranç tahtasında değerli bir taş olmayı çok önemseyen, buna ulaşmayı hedefleyen dar görüşlü aydınlarımızla, bazı yöneticilerimiz art niyetli dış güçlerin uzun vadeli emellerine bilerek veya derinliğine değerlendiremediklerinden bilmeyerek çok büyük ölçeklerde yardımda bulunmaktadırlar. Görünen o dur ki, bazı aydınlarımız dış güçler tarafından önemli kişiler olarak görülmeyi tıpkı satranç tahtasındaki şah ve vezir olmak gibi kendilerine biçilen değerleri çok önemsemekte ve kendi çıkarları için bunu yeterli görebilmektedirler.

Bir Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşı'na yakışan ise, satranç tahtası üzerinde yer alan şah ve vezir gibi çok değerli bir taş olmak yerine, bu satranç tahtasındaki taşları oynayarak galip gelinmese bile berabere kalmayı becerebilecek sıradan bir satranç oyuncusu olmayı hedeflemek asıl amaç olmalıdır.
Art niyetli dış güçler, "kaynağın başında bulunan kurdun, kaynağın alt tarafındaki kuzuya suyu bulandırdığını söylemesine benzer bir şekilde" asıl amaçlarına ulaşabilmek için akla, mantığa, dürüstlüğe, hakkaniyet kurallarına uymayan her türlü yolu kendileri için haklı gerekçeler olarak görmektedirler. Suyu bulandırdığı bahanesi, asıl niyeti kuzuyu yemek olan kurdun kendince ortaya koyduğu son derece saçma bir gerekçe olduğu gibi, dış güçler de kurdun gerekçelerine benzer şekilde çeşitli bahanelerle zayıf, kendine güveni olmayan ülkeleri yemeye-yutmaya çalışmaktadırlar. Bakalım zaman neyi gösterecek. Türk'ün onurlu olduğu sadece bazı yabancı devlet adamlarının sözlerinde mi kalacak, yoksa gerçekten eşit ve onurlu AB ortaklığımız zamanı gelince kabul mü edilecek?

Keşke elimizdeki cografi, jeopolitik, stratejik, doğal kaynaklar, genç ve dinamik insan gücü gibi tüm olanaklarımızı iyi kullanarak yabancılara ihtiyaç duymayacak şekilde onurlu bir şekilde kendi başımıza küresel bir güç olmayı becerebilsek ve AB ülkelerine de bugüne kadarki art niyetli davranışlarını yüzlerine bir tokat atarcasına çarparak ya bizi eşit ve onurlu bir şekilde ortaklığa kabul edersiniz ya da alın başınıza çalın ortaklığınızı diyebilecek yürekliliği gösterebilsek diyorum.

SONUÇ
Göç eden beyinlerimizle, Beyin Göçünün ülkemiz için kayıp olmadığına, tam aksine ülkemizin yararına ve çıkarlarına büyük yararlar sağlayabilecek bir GÜÇ olduğuna inanan, ülke içerisindeki tüm duyarlı ve düşünen beyinlerimizin iletişim içinde bulunması gereken bir dönemin içerisindeyiz.

Duygusallıktan, kişisel çıkarların gözetilmesinden, bir takım politik ve ideolojik anlayışlardan uzak olacak şekilde karşılıklı düşünce ve görüşlerin paylaşılmasından ülkemize çok büyük yararlar sağlanacağına ve yarınlarda gelişmiş ve tüm dünyada saygınlığı olan bir ulusun onurlu, başı dik, kendine güvenen yurttaşları olarak dünyada yerimizi alacağımıza inanmaktayım.

Yazarın diğer yazıları

Haberler | Köşe Yazıları | Kaynaklar | Dağ Keçisi | Etkinlikler | Ziyaretçi Defteri | Bağlantılar | Samanlık
Fişek Enstitüsü Bilişim Hizmetleri